DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin Denizli mitinginde konuştu. Partisinin hareket planlarını tanıtan Babacan, “Biz sözde değil, özde hazırız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ortasındaki paradan altı sıfır atılması polemiğini 20 lira göstererek sürdüren Babacan, “Bir imza atıver de şu paranın değeri tekrar 15 dolar olsun” tabirlerini kullandı.
‘KADINLAR BEŞTEPE’DEKİLERİN TAHTINI ALACAK’
İktidara yönelik tenkitlerini Denizli’de lisana getiren Babacan, “Beştepe’dekiler kadınların ahını aldı. Göreceksiniz, kadınlar da Beştepe’dekilerin tahtını alacak. Evdeki kadının emeğini hiçe sayan, sokakları tekinsiz kılan bu iktidarı müsait bir yerde indireceğiz. Çok net söylüyorum: Devlet, şiddeti uygulayanın değil, şiddete maruz kalanın yanında olacak. Ülkemizde hiçbir kadın kendini yalnız ve çaresiz hissetmeyecek” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Aralık 2004 gecesi altı sıfır atılmış 20 lira ile poz verdiğini hatırlatan Babacan, “Bu 20 lira tam 15 dolar ediyordu. Bugün anca 1 dolar ediyor. Paranın içinden tam 14 dolar eksilmiş. Bu paranın içinden 14 doları kim aldı?” diye sordu ve kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Sayın Erdoğan ‘Zamanında ben imza atmasaydım, Babacan paradan altı sıfırı atamazdı’ diyor. Madem hikmet senin imzanda, at bir imza da şu enflasyonu, döviz kurunu düşürüver bakalım. Bir imza atıver de şu paranın değeri tekrar 15 dolar olsun, görelim. Erdoğan yapamaz, ağzıyla kuş tutsa yapamaz.”
BABACAN’DAN İPHONE KIYASLAMASI: LÜKS DEĞİL, İHTİYAÇ
Asgari fiyatlı bir Amerikalı’nın 1 hafta çalıştığında son model bir iPhone alabildiğini, Avrupa’da 8-10 günlük maaş ile bu telefonun temin edildiğini söyleyen Babacan, “Türkiye’de minimum fiyattan hesabı yapın. Türkiye’de son model iPhone’u almak için en az 6 ay çalışmak zorunda kalıyor. Telefondan lüks olur mu? Temel bir muhtaçlık. Artık temel bir insan hakkı. Bunlar gençlere ‘Çıkar telefonunu’ diyor. Ayıp ya, utanın. Bir gence bir cep telefonunu çok gören bu zihniyete ayıp olsun” diye konuştu.
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu halde sıralandı:
ENDİŞEYE MAHAL YOK: “Endişeye mahal yok. Bu seçimi, çocuğunun beslenme çantasını zahmet çekerek hazırlayan ana babalar kazanacak. Torununa küçük bir armağan bile alamayan nineler, dedeler kazanacak. Çarşıdan pazardan taneyle alışveriş yapan, açlıkla sınanan emekliler kazanacak. Minimum fiyatla geçinmeye çalışan, çocuğunu okutamayan personeller kazanacak. Enflasyonun ezdiği dar gelirli, sabit gelirli beşerler kazanacak. Sattığı malı yerine koyamayan esnaf kazanacak. Ürettikçe ziyan eden çiftçiler kazanacak.”
BU SEÇİMİ GENÇLER, KURYELER, SANATKARLAR, KHK’LILAR, EYT’LİLER KAZANACAK: “Bu seçimi en hoş yılları ümitsizlikle, telaşla geçen, hor görülen gençler kazanacak. Her gün motosikletin zirvesinde canını tehlikeye atarak ekmeğini çıkaran kurye arkadaşlarımız kazanacak. Konserleri yasaklanan sanatkarlar kazanacak, yargıda aklanmalarına karşın hakları iade edilmeyen KHK’lılar kazanacak. Hak uğraşı veren EYT’liler kazanacak. Fikri, kimliği, inancı, kıyafeti, ömür biçimi nedeniyle hor görülenler kazanacak. Bu seçimi Türkiye’nin haysiyetli insanları kazanacak.”
KARARSIZLARIN GÖZÜ DEVA PARTİSİ’NİN ÜZERİNDE: “Hani bir laf var. ‘Kararsız seçmen çok’ diyorlar. Kararsızlık nedir çok güzel biliyoruz. Kararsızlık demek, tenkit demek. Omurgalı duruş demek. Anket şirketleri kararsızları partilere şöyle dağıtıveriyor. Bir dakika durun, bu iş o denli kolay değil. Kararsızlar; ‘Ben oy vermek için kötünün iyisine, ehveni şer’e tamah etmem. Bize gerçek tahlilleri sıralayın, bizi ciddiye alın’ diyor. Kararsız seçmenin gözü DEVA Partisi’nin üzerinde. Ben vatandaşın gözünün içine bakıyorum. 81 ilin tamamını dinledim, ona nazaran konuşuyorum.”
